Hava güneşli. Sabahları beş liraya kahvaltı veren bir yerde oturuyorum şimdi düşündüm de eskiden milyon dediğimiz para miktarı lira olunca bir zihinsel eksen kayması yaşadık ülkece. Sanki bir anda paranın değeri artmış gibi bir anlam yaratılmaya çalışıldı. Halbuki etkisiz elamanlardan sıfırdı kapı dışarı edilen. Bir rakamın günah keçiliğine de böyle tanıklık ediyoruz tarihin dijitalleşen ve sallaşan bu kaotik döneminde. Karnımın acıkması bir yana ağzımda dün akşamdan kalan bayat ekonomi haberleri kalmış anlaşılan. Pazar günü bile tatsızlaşan iç sesimle mücadele ederken birden caddelerin sakinliği dikkatimi çekti, nüfus sayımı günlerinde olduğu kadar sessiz şehir deyiverdim. Kahvaltıya beklediğim Arkadaşım bu sefer gecikti.
Beklerken, karşımda oturan ve muhtemelen bu işyerini işleten ya da burada çalışan gençler bir küpeyi tekrar tekrar kulaklarında denediler. Duruşları ve davranışları kırsal bölgede yaşadıklarını gösteriyordu. Fakat küpeyi takan her gencin davranışı geçmiş yaşamını reddediyordu. Bir süreliğine medeniyet halkasını kulaklarında taştılar. Gabriel Garcia marquez’in Yüzyıllık yalnızlık kitabını da melquides’in kasabaya getirdiği büyülü eşyalar gibiydi küpe. Bedenleri üzerine sırayla büyü yapıyorlardı dükkanın camındaki yansımalarına bakarak. Bilincimize de bedenimizin üzerine olduğu gibi aksesuarlar takabilsek her şey biraz daha kolay olurdu sanırım.
İşte hal bu. Unutmadan bugün 1 Mayıs emekçinin bayramı kutlu olsun hepimize…