Bakış ve anlam ancak dil ile seslendirilir, biçim ve formla süslenir. Böylece sanat bir anlama, bir duyuma yani görüntüye, imgeye, sembole ve hatta metafora, şiire, edebiyata dönüşür. Öyle ki -dile gelmeyen şeyler hakkında susulmalıdır diyen Ludwig Wittgenstein’nin aksine- her gün yeni şeyler söyler bizlere