Sessiz, suskun bir adam (gyōja) aydınlanmak için geri dönüşü imkansız bir patikada bin gün yürür. Kimi gyōja gücü tükenince yol kıyısında yığılarak ömrüne veda eder. Bu münzevi arayışa Tendai Budist rahipleri Kaihōgyō der.
Bilişsel devrimden günümüze değin çok şey değişti elbette. İnsanın kelimelerden, imgelerin, imajların ötesine geçerek var olmayan bir gerçeklik yaratma başarısından sonra, işte günümüzdeyiz. Bu bir tür zihinsel düşünme ama. Sorular ve sorgulamalarla dolu. Nasıl oluyor da kendi uydurduğumuz hikayelere, (yalanlara ya da doğrulara) bu kadar sıkı bağlanıyoruz.
“sonsuz bir şey”. Bunun ancak inançla mümkün olduğunu da sözlerine ekler. Nitekim Tanrı ile insan ya arasındaki bağıntı yalnızca inançla mümkündür.
Yani sonsuzluğa bir anlam yakıştırmak o kadar güç ve saçma ki, insan kaçınılmaz bir kibirle inandığı şeylerin tarifine girişiyor ve bu inancı kendi varlığının açıklamasına indirgiyor. Bu tanım ise koşulsuz bir tekillik. Fakat şu bir gerçektir ki, inandığınız şeylerin tümünü kendimiz uydurduk. Sevgiyi, aşkı, ihaneti biz uydurduk. Şimdi bunlara körü körüne bağlıyız. Sanırım yaşamı sürdürmemiz için de bunlar birer gereklilik. İnsanın evrimi düşünsel olarak devam ediyor. Kısacası, yeni fikirler etrafında boğulup duruyor, yolculuğumuza devam ediyoruz.
Sivas-Erzincan yolu